Piyasalardaki koşullar ibreyi borsaya çevirmekte. Borsa İstanbul’da yaşanan geri çekilmeler, birçok yatırımcı tarafından alım fırsatı olarak görülüyor. Hisse bazlı hareketlilik yoğunlaşmış durumda.
Mevcut şartlarda bu durum devam etse de, borsada daha fazla seçicilik olacağına işaret ediliyor. Bazı hisseler, belirli bir prime ulaştı ve “primli ama pahalı değil” olarak tanımlananlar arasında yer alıyor.
TCMB’nin faiz artırımları, tahvil bono ve mevduat faizlerini yükseltti. Yeni ekonomi yönetimi, para politikasını faiz artırımına dayandırarak enflasyonla mücadele etme yolunda olumlu sonuçlar elde etti. Bu durum, Türkiye’nin risk primi açısından olumlu bir değerlendirme aldı. Bu nedenle Borsa İstanbul’u destekleyen bir zemin oluştu.
Ancak, faiz artışı ve parasal sıkılaşma, faiz getirilerini daha belirgin hale getirdi ancak mevcut faizler hala enflasyonun altında kalmakta ve negatif bir faiz ortamı devam etmektedir.
Kur Korumalı Mevduat (KKM) dönüşlerinde bankaların daha yüksek faizler sunduğu bilinmektedir. Borsa İstanbul’un prim potansiyeli, faiz getirileriyle kıyaslanmaktadır. Önümüzdeki aylarda TCMB faiz oranlarını artırırsa, bu mukayeseler biraz daha faiz lehine dönebilir. Şu an için ibre ağırlıklı olarak borsadan yana.
Borsada 8.400’de görülen son zirvenin geçilmesi önemli olacak. Ancak bu seviyenin geçilememesi durumunda “çift tepe” olasılığından bahsedilebilir. Ancak 8.400’ün üzerindeki çıkışın devam etmesi, sonraki direnç seviyelerini 8.600, 8.700 ve 9.000 olarak göstermektedir.
Zeynel Balcı “Faiz mi borsa mı ikilemi belirginleşiyor” başlığıyla kaleme aldığı yazısında yatırımcılar için fırsatın borsada olduğu yönünde tahminde bulundu:
“TCMB faiz artırımları tahvil bono ve mevduat faiz yükselişini beraberinde getirdi. Yeni ekonomi yönetiminin para politikası faiz artırımı ve parasal sıkılaşma eksenli. Enflasyon ile mücadele açısından bu politika gerek dış, gerekse iç finans çevrelerinden olumlu tepkiler aldı. Bu durum henüz para girişi bakımından somut olarak etkisini göstermese de kredi derecelendirme kuruluşları, yabancı yatırım bankaları ve Türkiye’nin risk primi açısından pozitif değerlendiriliyor. Hal böyle olunca Borsa İstanbul’u destekleyen bir zemin de oluşuyor. Bir bakıma beklenti ihtiyacına cevap verip besliyor. Diğer yandan faiz artışı ve parasal sıkılaşma yeni ekonomik modelin omurgasını oluşturmakla birlikte faiz, tasarruf sahipleri açısından bir alternatif olarak daha belirgin bir hal almaya başladı. Fakat mevcut faizler enflasyonun altında, negatif faiz durumu devam ediyor.
İBRE BORSAYI GÖSTERİYOR
Kur Korumalı Mevduat (KKM) dönüşlerine ise bankalarca daha yüksek faiz verildiği biliniyor. Borsa İstanbul’un prim potansiyeliyle faiz getirileri mukayese edilmeye başlandı. Bir tarafta risksiz getiri, diğer tarafta yükselişini sürdüren borsanın olası prim potansiyeli. Önümüzdeki aylarda TCMB faiz oranlarını arttırırsa bu mukayaseler biraz daha faiz lehinedönebilir. Henüz ibre ağırlıklı olarak borsadan yana.Mevcut şartlarda bu durum korunsa da borsada seçicilik daha artacak. Hisseler belli bir prime ulaştı. Pahalı mı, primli mi ayrımı yapılacak. Bazı hisseler için primli ama pahalı değil tanımı rahatlıkla yapılabilir. İskontlu hisseleri ayıklamak için analiz gerekir. Bu da aracı kurumların araştırma bölümlerinin işi. Bu açıdan aracı kurum raporlarının daha yakından takip edilmesinde yarar var. Faiz artışının diğer etkisi şirket değerlendirmeleri ve genel ekonomi üzerinde olacak. Yüksek faiz ekonomideki büyümeyi törpüleyecek bir gelişme. Yavaşlayan ekonomide şirket kârlılıkları da düşecektir. Bu gelişmeler bugünden çok önümüzdeki dönemin gündemi olarak görülüyor. Mevcut durumda Borsa İstanbul’da iyimserlik korunuyor.
YABANCI YATIRIMCILAR AL-SAT’A DÖNÜYOR
BORSA İstanbul’da yabancı yatırımcıların işlemlerine bakıldığında trade (al-sat) havası seziliyor. Birkaç hafta alıp sonraki haftalar satışta görülüyorlar. Miktarlar büyük montanlı değil. 22 Eylül ile biten haftada TCMB verilerine göre; yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 74.4 milyon dolarlık, tahvil bonoda 91.8 milyon dolarlık alım yaptılar. Bir önceki hafta hisse senetlerinde 200.8 milyon dolar, tahvil bonoda ise 28.1 milyon dolar satışları vardı.”
PARA ANALİZ