Fenerbahçe milli ara sonrası sıkışık ve zorlayıcı bir fikstürden kayıpsız geçmeyi başardı. Antalyaspor maçı beklendiği kadar kolay geçmemişti ancak Nordsjaelland galibiyeti takımın temposunu tekrar yakalamasını sağladı. Alanyaspor maçının ilk yarısında da, bu ritmi sürdürdü Fenerbahçe. Zeminin bozukluğu ve Atilla Karaoğlan’ın insanı sinir testinden geçiren kararlarına rağmen, gol ilk yarının sonlarına doğru gelebildi.
İlk 45 dakikada sahaya hükmeden, her istediğin yapabilen ve bunları en doğru şekilde uygulayan Fenerbahçe izledik. İrfan Can golü attığı için öne çıkan isim oldu ancak, onun dışında öne çıkan bir isim söyleyemeyiz. Çünkü takım halinde herkes işini en doğru şekilde yapınca, kimsenin parlamasına ihtiyacı kalmadı Fenerbahçe’nin. Belki de, Fenerbahçe’nin bu sezonki en önemli sırrı bu olacak.
Zihinsel testten geçtiler
Zaman zaman performansa dayalı inişler çıkışlar olacaktır. Ama takımda herkes birbirinin açığını kapatmak için çalışıyor ve şampiyonluk bu yardımlaşmaya dayalı mücadele ile elde ediliyor. Sezon sonunda hedeflenen başarıya ulaşmak için çözülmesi gereken sadece taktik-teknik problemler değil. Saha içindeki 11 kişinin, birbirleri için savaşması gerektiği bilincine sahip olması gerekir. Fenerbahçe şimdiye kadar bu zihinsel testi başarıyla geçmiş durumda.
Henüz kaybettiğindeki reaksiyonu görmedik
İsmail Kartal’ın Fenerbahçe’sini hep kazanırken izledik. Resmi maçlarda henüz kaybettiğini görmedik. Saha içi birliktelik ve takımın mental gücünü tam olarak öğrenebilmemiz için, kaybedince verilecek reaksiyona bakmamız gerekir. Fenerbahçe’nin yıllardır yaşadığı hikayedir; her şey mükemmel giderken 1 maç kaybedilir ve bütün dünya camianın başına yıkılır. Sezon sonuna kadar toparlanılamaz.
Fenerbahçe için lig, puan kaybı yaşadığı zaman başlar. Takımdaki oyunculara ve teknik heyetin bu zamana kadarki performansına baktığımızda, bu sefer hikaye farklı olacak gibi. Araya Avrupa maçlarının yoğunluğu girmese, ligde namağlup şampiyonluk bile şaşırtıcı olmaz. İzleyip, göreceğiz.
Alican Özcan